3 Kasım 2013 Pazar

Platini’den 40 Takım Hamlesi

01.11.2013 tarihli Sol'da yayınlanmıştır.

Platini’den 40 Takım Hamlesi
Dünya kupası tartışmalarının son bölümünde, UEFA Başkanı ve FIFA Başkanlığı potansiyel namzeti Platini’nin katılımcı sayısının 40 takıma çıkarılması önerisiyle karşınızdayız. Platini bu düşüncesini, FIFA Başkanı Blatter’in Asya ve Afrika kıtalarına Dünya Kupası’nda daha fazla kontenjan ayrılması gerektiğini savunmasının ardından kamuoyuyla paylaştı. Bir başka deyişle 2015 ya da 2019’da FIFA başkanlığına oynamaya hazırlanan Platini, rakibinin Asya ve Afrika ülkelerine yapmaya çalıştığı jestin, Avrupa ve Amerikalı katılımcıların da sayısını arttıralım diyerek altında kalmamaya çalıştı.

1930 yılında Uruguay’da düzenlenen ilk turnuvadan bu yana katılımcı sayıları hep artmış ve buna paralel olarak formatta değişiklikler yapılmış. Yol masraflarının önemli bir engel oluşturduğu ilk 4 kupadan Güney Amerika’daki 2 organizasyona Avrupalıların, Avrupa’dakilere ise Güney Amerikalıların katılımı sınırlı olmuş. Bu yıllarda Asya ve Afrika’dan kupaya katılan takım yok. 2. Dünya Savaşı’ndan ve 1960’lı yılların bağımsızlık hareketlerinden sonra FIFA’nın üye sayısı artmış olmasına rağmen, bu artış katılımcı sayısının arttırılması sonucunu getirmemiş. 1930’lu yıllardan bu yana 16 olan rakam, ancak 1982 yılında, televizyonun yaygınlaştığı bir dönemde 24’e, Avrupa kıtasında ülke enflasyonunun yaşanmasını izleyen sonraki on yılın son kupası 1998’de de 32’ye yükseltilmişti.

Amatör sporculardan oluşan ABD ekibi İngiltere'yi 1-0 mağlup ettiğinde, bırakın bu sonucu, İngiltere'nin 1-0 kazanması bile inandırıcı bulunmamış, "10-0" bitmiştir, ajans bir sıfır eksik yazmıştır diyenler olmuş. Kupanın şampiyonlar ligi "kalite"sine erişmesi, bu öykülerden mahrum kalmamız anlamına gelebilir.

Blatter’in Afrika ve Asya’ya daha fazla yer ayrılması çıkışının da, Platini’nin “kimsenin yerinden kısmaya gerek yok, 8 takım daha ekleyerek turnuvayı 3 gün uzatmak herkesi mutlu eder” yanıtının da başlıca nedeni, seçim kazanmayı hedeflemeleri olarak düşünülebilir. Biraz da bu tezlere yönelen itirazları inceleyelim. İlki, 2018 Rusya organizasyonundan; hazırlıklarını 32 takıma göre yaptıklarını ve kendi organizasyonları için bu artışa sıcak bakmadıklarını söylüyorlar. Fox sports sitesinde yer alan bir diğer itiraz, insanlığın en özgün icatlarından birisi olan kupaya yetenek yarışması muamelesi yaparak, zaten yeterince zayıf takımın yer aldığı kupada, oyunun kalitesinin korunması adına, yıldız oyuncu ve takımların daha fazla meşgul edilmemesi gerektiğini savunuyor. Bu görüşe pek itibar etmemek gerektiğini düşünüyorum. Kendisi de ABD’li olan yazarın, ülkesinin hiç şans verilmediği halde 1950 yılında İngiltere’yi yenerek yarattığı hikayeyi, örneğin FIFA sıralamasında ilk 40’ta yer alan Panama’dan esirgemesi hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten Şampiyonlar Ligi gibi, başarılı ülkelerin ve takımların ödüllendirilmesine dayanan ve yeni takımların parlaması önünde türlü engeller çıkaran bir organizasyon var, dolayısıyla Dünya Kupasında temsilde adalete daha fazla önem verilmesi yerinde bir yaklaşım.

Daha iyi düşünülmüş ve 40 takımlı bir organizasyonun pratik ve lojistik zorluklarına dikkat çeken bir yazıysa Guardian’da yer aldı. Platini’nin önerisi gerçekleşirse, 48 olan grup maçı sayısı 80’e çıkacak ve günde en az 4 maç yapılması gerekecek. Her maçtan sonra zeminlerin ve stadyumların bakımı için birkaç gün geçmesi gerekeceği için ise, ya turnuvanın kulüpler tarafından zaten uzun bulunan süresi daha da uzayacak, ya da daha fazla stadyuma ihtiyaç duyulacak, bu da Güney Afrika’da olduğu gibi “beyaz fil” olarak adlandırılan ve turnuva sonrası atıl hale gelen tesis sayısını arttıracak. Ayrıca, ekonomileri kırılgan olarak adlandırılan ülkelerin sayılarının fazlalaştığı günümüzde, 40 ülkeden takımlar, taraftarlar, medya çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılayacak stadyumlar, antrenman-konaklama yerleri ve çeşitli turistik tesisleri işletmeye gönüllü olabilecek ülke sayısı fazla değil. Platini’nin aklında, UEFA’nın 2020 Avrupa Şampiyonası için bulduğu, tek ülke ya da ortaklık yerine, 10-12 ülkeye dağılacak bir alternatif olduğu söylentileri de dolaşıyor.

Futbolun temel bileşenleri olan sporcular ve taraftarlara da danışmayı düşünürler mi acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder