15.11.2013 tarihli Sol'da yayınlanmıştır.
Amerikan Futbolunun
Büyük Krizi
A.B.D.’nin en popüler ve bu
nedenle en büyük ekonomiye sahip sporu olan Amerikan futbolu, yöneticilerinin
ötelemeye çalıştıkları bir krizle boğuşuyor.
Futbolun, aslında rugbynin Kuzey Amerika
versiyonunda sporcu sağlığından endişe etmek için çok neden var. Bir Amerikan
Futbolu karşılaşmasını ilk defa izleyen bir sporseverin, bu sporun fiziksel
darbelerle şekillenen defans setleri ve bu darbelerin arasından sıyrılmaya
çalışan hücum setleri üzerine kurulu olduğunu fark etmesi birkaç dakika
sürecektir. Bir başka deyişle, fiziksel temasın başat olduğu disiplinin
Profesyonel futbol ligi olan NFL oyuncuları için sakatlık, yaşamlarının bir
parçası. Sık yaşanan sakatlıklar, takım kadrolarının başka hiçbir branşta
görülmediği kadar geniş olması zorunluluğunu getiriyor (bazı NFL takımlarının
kadrolarındaki oyuncu sayısı 50’yi aşabiliyor). Bu sporun bir de meslek
hastalığı var: kafa travmalarının beyinde yol açtıkları hasarlar.
Yukarıdaki video, League of Denial'ın tanıtımı. Tamamını bu linkten izlemek mümkün.http://video.pbs.org/video/2365093675/?utm_source=youtube&utm_medium=pbsofficial&utm_campaign=fron_covefullprogram
Yakın geçmişte, eski Pittsburgh
Steelers oyuncularından olan ve emekliliğinde, unutkanlık, dikkat dağınıklığı,
çabuk sinirlenme gibi çeşitli sorunlar yaşayan ve yaşamını yitiren Mike
Webster’ın otopsisinde, beyin bölgesinde CTE olarak isimlendirilen ve ancak
ölümden sonra tam teşhis konulabilen hastalığın izlerine rastlandı. Webster’ın
ölümünü başka ölümler ve otopsiler izledi. NFL patronlarının ilk tepkisi futbol
oynamakla bu hastalık arasında kanıtlanmış bir bağlantı olmadığını savunmak ve
bu otopsileri yapıp, sonuçlarını makalelerle duyuran nöropataloji uzmanı doktorun
saygınlığına saldırmak oldu. Üstelik, 2007 yılında düzenledikleri göstermelik
bir konferansın ardından hazırlayıp futbolculara dağıttıkları broşürde, “kafa
darbesi aldığınız zaman gerekli tedaviyi görürseniz, uzun vadeli beyin hasarına
uğramazsınız” hükmünü vererek bütün sporcularını oldular. Ne var ki, vakalar ve
şikayetler artmaya devam etti ve bu sefer NFL yönetimi, Boston Üniversitesi’nde
konu üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ann Mckie ve ekibine para yardımı yapmak
ve müteveffa sporcuların beyinlerinin bu merkeze incelenmek üzere
gönderilmesini sağlama sözünü vermek durumunda kaldı. Tartışma 2009 yılında
A.B.D. Kongresinin gündemine geldi ve NFL Başkanı Roger Goodell,
milletvekillerine hesap vermek zorunda kaldı; ancak burada da futbol oynarken
alınan kafa travmaları ve CTE ya da demans, alzhemier vb. hastalıklar
arasındaki bağlantıyı inkar etmeye devam etti. Bir milletvekilinin Goodell’in
tavrını, bir zamanlar sigara içmenin sağlık sorunları yaratmadığını savunan
tütün üreticilerinin tavrına benzetmesi, konuyu ülkenin gündemine iyiden iyiye
yerleştirmiş oldu. Bir sonraki aşamada emekliye ayrılmış yaklaşık 4,500
futbolcu, NFL yönetimini sağlıklarının tehlike altında olduklarını bilmelerine
rağmen kendilerini uyarmadıkları iddiasıyla dava etti. Geçtiğimiz aylarda
anlaşmayla sonuçlanan dava sonucunda NFL, davacılara 765 milyon dolar ödemeyi
kabul etti. Sezonluk geliri 8 milyar dolar civarında olan bir oluşum için
fındık fıstık parası.
Güncel durumu özetleyelim. Dr.
Mckie ve ekibinin şu ana kadar incelediği eski futbolculara ait 46 beyinin
45’inde CTE hastalığının emaresi olan lekelere rastlanmış durumda. Amerikan
medyasında, kızının oynadığı futbol – bizim bildiğimiz, ayakla oynanan-
maçlarını hatırlayamayan, sağdıcı olduğu bir düğüne gittiğini unutan, sabah
çıktığı oteline akşam tekrar bulabilmek için sokağın fotoğrafını çeken eski
futbolcuların hikayelerinden geçilmiyor. NFL yönetimi ise, halen araştırmaların
yapıldığını, bu araştırmalara ve bilinçlendirme programlarına yatırım
yaptıklarını söylemekle beraber, Amerikan futbolunun insan sağlığı üzerindeki
kalıcı zararlarını inkar etmeye devam ediyorlar. Öte yandan, para basma
makinesi olarak gördükleri oyuna, Amerikan ailelerinin mesafe koymaya
başladıkları konuşuluyor. Ülkenin en geniş altyapı ağına 2010-12 yılları
arasında yapılan genç sporcu başvurularının sayısında %10’a varan bir düşüş
gerçekleşmiş.
Kriz, önümüzdeki yıllarda
profesyonel spor dünyasında büyük değişimlere yol açabilir.
Not: Yukarıdaki bilgiler
çoğunlukla, ESPN kanalında yayınlanan “League of Denial” belgeselinden
alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder