16 Kasım 2013 Cumartesi

Amerikan Futbolunun Büyük Krizi

15.11.2013 tarihli Sol'da yayınlanmıştır.
Amerikan Futbolunun Büyük Krizi

A.B.D.’nin en popüler ve bu nedenle en büyük ekonomiye sahip sporu olan Amerikan futbolu, yöneticilerinin ötelemeye çalıştıkları bir krizle boğuşuyor.

Futbolun, aslında rugbynin Kuzey Amerika versiyonunda sporcu sağlığından endişe etmek için çok neden var. Bir Amerikan Futbolu karşılaşmasını ilk defa izleyen bir sporseverin, bu sporun fiziksel darbelerle şekillenen defans setleri ve bu darbelerin arasından sıyrılmaya çalışan hücum setleri üzerine kurulu olduğunu fark etmesi birkaç dakika sürecektir. Bir başka deyişle, fiziksel temasın başat olduğu disiplinin Profesyonel futbol ligi olan NFL oyuncuları için sakatlık, yaşamlarının bir parçası. Sık yaşanan sakatlıklar, takım kadrolarının başka hiçbir branşta görülmediği kadar geniş olması zorunluluğunu getiriyor (bazı NFL takımlarının kadrolarındaki oyuncu sayısı 50’yi aşabiliyor). Bu sporun bir de meslek hastalığı var: kafa travmalarının beyinde yol açtıkları hasarlar.
Yukarıdaki video, League of Denial'ın tanıtımı. Tamamını bu linkten izlemek mümkün.http://video.pbs.org/video/2365093675/?utm_source=youtube&utm_medium=pbsofficial&utm_campaign=fron_covefullprogram

Yakın geçmişte, eski Pittsburgh Steelers oyuncularından olan ve emekliliğinde, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, çabuk sinirlenme gibi çeşitli sorunlar yaşayan ve yaşamını yitiren Mike Webster’ın otopsisinde, beyin bölgesinde CTE olarak isimlendirilen ve ancak ölümden sonra tam teşhis konulabilen hastalığın izlerine rastlandı. Webster’ın ölümünü başka ölümler ve otopsiler izledi. NFL patronlarının ilk tepkisi futbol oynamakla bu hastalık arasında kanıtlanmış bir bağlantı olmadığını savunmak ve bu otopsileri yapıp, sonuçlarını makalelerle duyuran nöropataloji uzmanı doktorun saygınlığına saldırmak oldu. Üstelik, 2007 yılında düzenledikleri göstermelik bir konferansın ardından hazırlayıp futbolculara dağıttıkları broşürde, “kafa darbesi aldığınız zaman gerekli tedaviyi görürseniz, uzun vadeli beyin hasarına uğramazsınız” hükmünü vererek bütün sporcularını oldular. Ne var ki, vakalar ve şikayetler artmaya devam etti ve bu sefer NFL yönetimi, Boston Üniversitesi’nde konu üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ann Mckie ve ekibine para yardımı yapmak ve müteveffa sporcuların beyinlerinin bu merkeze incelenmek üzere gönderilmesini sağlama sözünü vermek durumunda kaldı. Tartışma 2009 yılında A.B.D. Kongresinin gündemine geldi ve NFL Başkanı Roger Goodell, milletvekillerine hesap vermek zorunda kaldı; ancak burada da futbol oynarken alınan kafa travmaları ve CTE ya da demans, alzhemier vb. hastalıklar arasındaki bağlantıyı inkar etmeye devam etti. Bir milletvekilinin Goodell’in tavrını, bir zamanlar sigara içmenin sağlık sorunları yaratmadığını savunan tütün üreticilerinin tavrına benzetmesi, konuyu ülkenin gündemine iyiden iyiye yerleştirmiş oldu. Bir sonraki aşamada emekliye ayrılmış yaklaşık 4,500 futbolcu, NFL yönetimini sağlıklarının tehlike altında olduklarını bilmelerine rağmen kendilerini uyarmadıkları iddiasıyla dava etti. Geçtiğimiz aylarda anlaşmayla sonuçlanan dava sonucunda NFL, davacılara 765 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Sezonluk geliri 8 milyar dolar civarında olan bir oluşum için fındık fıstık parası.

Güncel durumu özetleyelim. Dr. Mckie ve ekibinin şu ana kadar incelediği eski futbolculara ait 46 beyinin 45’inde CTE hastalığının emaresi olan lekelere rastlanmış durumda. Amerikan medyasında, kızının oynadığı futbol – bizim bildiğimiz, ayakla oynanan- maçlarını hatırlayamayan, sağdıcı olduğu bir düğüne gittiğini unutan, sabah çıktığı oteline akşam tekrar bulabilmek için sokağın fotoğrafını çeken eski futbolcuların hikayelerinden geçilmiyor. NFL yönetimi ise, halen araştırmaların yapıldığını, bu araştırmalara ve bilinçlendirme programlarına yatırım yaptıklarını söylemekle beraber, Amerikan futbolunun insan sağlığı üzerindeki kalıcı zararlarını inkar etmeye devam ediyorlar. Öte yandan, para basma makinesi olarak gördükleri oyuna, Amerikan ailelerinin mesafe koymaya başladıkları konuşuluyor. Ülkenin en geniş altyapı ağına 2010-12 yılları arasında yapılan genç sporcu başvurularının sayısında %10’a varan bir düşüş gerçekleşmiş.

Kriz, önümüzdeki yıllarda profesyonel spor dünyasında büyük değişimlere yol açabilir.

Not: Yukarıdaki bilgiler çoğunlukla, ESPN kanalında yayınlanan “League of Denial” belgeselinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder