4 Ekim 2013 Cuma

2014 Soçi Tartışmaları

04.10.2013 tarihli sol'da yayınlanmıştır.
2014 Soçi Tartışmaları

Bir süredir Katar 2022 Dünya Kupası ile ilgili tartışmaları bu köşeye taşımaya çalışıyorum.  Bu konu, bugün ve yarın düzenlecek olan FIFA İcra Komitesi toplantısının açıklanan resmi gündeminde yer alıyor, ancak işçi ölümleri ve ülkenin yaz mevsiminde futbol oynamaya elverişsizliği konuları konuşulacak mı ya da bu konular ileri bir tarihe mi ertelenecek henüz belli değil.

Son zamanlarda büyük çaplı uluslararası organizasyonların düzenlendiği ülkeler, insan hakları sorunlarından, siyasi mirasçısı sayıldıkları devletlerin geçmişte işledikleri suçlardan özür dilememiş olmalarına kadar çeşitli konularda tartışmaların odağı oluyorlar. Soğuk Savaş yıllarında da ev sahibi ülkeler üzerine tartışmalar yaşanıyordu; ancak bunlar daha ziyade ABD öncülüğündeki ülkelerin Afganistan harekatı gerekçesiyle Moskova 1980’i boykot etmeleri, 4 yıl sonra SSCB ve Varşova Paktı tarafının, Los Angeles’ı boykot ederek rövanş alması gibi dünya sistemleri arasındaki rekabete dayanıyordu.

Türkiye kamuoyu bunun son örneğiyle, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan saygın gazetecilerden Fehim Taştekin’in Soçi havaalanında mahsur kalmasıyla tanıştı. Görünüşe göre, Taştekin’in, Çerkes halklarının 1864 yılında uğradığı kitlesel kıyım ve sürgünden ötürü Rusya Federasyonu’nun özür dilememiş olmasından ötürü yaptıkları 2014 Soçi Kış Olimpiyatları karşıtı kampanyaları hakkındaki yazıları, bu konuda kendisine kesin bir açıklama yapılmamış da olsa, onun Rusya’ya girişinin 5 yıl boyunca engellenmiş olmasıyla sonuçlanmış. Çerkeslerin, Soçi’nin evsahipliği kesinleştiğinden beri, Rusya’nın bu kırımı kabul edip özür dilemediği müddetçe, ev sahipliği hakkının alınması yönündeki talepleri sonuç vermedi. Konuyu daha da dramatik hale getiren birkaç detaydan da bahsedelim. Kış oyunları 1864’ün 150. yıldönümünde gerçekleşecek ve alp disiplini pistinin yapıldığı Kransaya Polyana, Rusçada kızıl/güzel (Rusçanın en meşhur kelimesi bu iki anlamı da taşıyabiliyor) çayır anlamına geliyor ve 1864’te halklara mezar olmuş bir bölge.
2000 Sydney yaz oyunları, Aborjinlerin ve diğer yerli halkların modern Avustralya’nın kuruluşunda resmi bir statü tanınmayıp dışlanmalarını, bu halkları Oyunların onore edilen etnisitesi ilan ederek telafi etmeye çalışmış, Aborjinlerin ülke tarihindeki ve toplumsal yapıdaki konumları, açılış ve kapanış törenleri ve diğer platformlarda işlenmişti. Benzer uygulamalar, ABD’de yapılan Oyunlarda, Kuzey Amerikalı yerli halklar için de gerçekleştirildi. Hemen akla şu soru gelebilir, eğer olimpiyat ya da dünya kupası düzenleyen ülkelerin geçmişleri sonuna kadar irdelenecekse ve bu ülkeler, geçmişlerindeki trajedilerle yüzleşmeyi reddetmeleri halinde, ev sahipliği hakları ellerinden alınacaksa, özellikle emperyal geçmişleri bulunan ülkeler düşünüldüğünde, dünyanın herhangi bir yerinde olimpiyat oyunları düzenlenebilir mi? Birkaç yüzyıl önceye gitmeye gerek yok, 1945 yılında iki atom bombasıyla kırdığı, en kısa sürede en çok insan öldürme rekorunun sahibi ABD, bu vahşetten ötürü Japonya’dan ve bütün dünyadan resmen özür dilememişken, 1984 Los Angeles, 1996 Atlanta, 2002 Salt Lake City’i ne yapacağız?

Yanlış anlaşılmaması için, her ne olursa olsun Soçi Olimpiyatlarıyla 1864 Çerkes kırımı ve sürgününün dünya gündemine girmiş olmasının da kayda değer bir gelişme olduğu notunu düşerek, Rusya’nın eleştirildiği bir diğer konuya geçelim. Batı ülkelerinde LGBT birey ve topluluklarının kendilerini toplumsal yapıda kabul ettirmeye başladıklarını, aynı cinsiyetlerdeki insanların evliliklerine birçok eyalet ve ülkeden izin çıkmaya başlamasından ya da LGBT bireylerin kimliklerini gizlemeden yalnızca performatif mesleklerde değil, kamu sektöründe de önemli görevlere yavaş yavaş da olsa gelebiliyor olmalarından anlayabiliyoruz. Bu durum olimpiyat oyunlarına da yansıyor. 2010 Vancouver kış oyunlarında ve 2012 Londra yaz oyunlarında açılan “Onur Evi”nin kuruluşu, Krasnodar mahkemesi tarafından “Rus toplumunun temelini bozabilecek, geleneksel olmayan cinsel yönelimlerin propogandasının önlenmesi” gerekçesiyle engellenmiş durumda. LGBT atletler ve kuruluşlardan gelen tepkiler üzerine IOC, Rusya’daki eşcinsellik karşıtı yasaların Soçi’de uygulanmayacağına dair güvence aldıklarını söyleyerek ortalığı yatıştırmaya çalıştı. Yine de tartışmalar süreceğe benziyor. Ayrıca, olimpiyata katılacak bir sporcunun bu yasayı protesto etmesinin, IOC Olimpik Şartı politik dışavurumları yasakladığı için, bir yaptırımla karşılaşması da mümkün.


Kış aylarına yaklaştıkça, oyunlarla ilgili sportif değerlendirmelere de yer vermeye çalışacağım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder