28 Haziran 2013 Cuma

Dünya Kupası Düzenlemeyi Bunlardan Öğrenecek Değiliz!

Bu yazı, 28.06.2013 tarihli Sol Gazetesinde yayınlanmıştır.
Dünya Kupası Düzenlemeyi Bunlardan Öğrenecek Değiliz!
Geçen hafta, Dünya Kupası ölçeğinde büyük organizasyonların ev sahibi ülkeye maliyeti üzerinde durmuştum. Bu yazıda, organizasyonun ülke içindeki dağılımını, ülkemizde düzenlenen U20 Dünya Kupası üzerinden ele almaya çalışacağım.
Karşılaşmaların oynanmakta olduğu kentler, İstanbul, Bursa, Antalya, Kayseri, Trabzon, Gaziantep ve Rize. Bu listede bir tuhaflık olduğu ilk bakışta anlaşılıyor. Ülkenin başkenti ve en büyük üç kentinden ikisine ev sahipliği bahşedilmemiş! Dünya futbolunun yıldız adayları, Ege Bölgesine ayak basmadan Türkiye’den ayrılacaklar! Bu konuda MHP Manisa milletvekili Erhan Akçay, Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yanıtlaması üzerine bir soru önergesini Genel Kurul’a sunmuş ve FIFA’ya sunulan ilk listede yer alan Manisa ve İzmir’in neden organizasyondan çıkarıldığını açıklanmasını istemiş. Bakanın verdiği yanıt kısaca, bu iki kentteki stadyumların gerekli şartları karşılamadığı ve FIFA’nın bu nedenle tercih etmediği yönünde. Bakanın verdiği yanıt, bir doğrunun çarpıtma maksadıyla kullanılmasının güzel bir örneği. Evet, FIFA organizasyonun sahibi olarak maçların oynanacağı stadyumları belirlemede tercih hakkına sahip, ancak bu stadyumları hazır hale getirmek de evsahibi ülkenin ödevi. Bu yatırımın neden İzmir’e yapılmadığı sorusunun yanıtı da herkesin malumu olduğu için devam edelim.
Fikstür daha detaylı incelendiğinde, başka bir tuhaflık göze çarpıyor. Türkiye’nin İstanbul’da bir maç yapabilmesi için, ya final karşılaşması beklenecek, ya da grubunu 3. sırada ve en iyi 3. takımlar sıralamasında ilk dörtte yer alması gerekecek. Yani Türkiye 20 Yaş Altı Futbol Milli Takımı, büyük ihtimalle, ev sahipliği yaptığı turnuvayı İstanbul, Ankara ve İzmir’de maç oynamadan tamamlayacak.
Hükümetin bu ayrımcı yaklaşımının yanısıra, Türkiye’de futbol seyirciliğinin değil taraftarlığının daha baskın olduğunu, tribünlerin tenhalığı bize bir kez daha hissettiriyor. İlerleyen turlarda seyirci ortalamasının biraz daha yükseleceği beklenebilir. Şu andaki ilgisizliğin bir nedeninin de, futbolseverlerin direnmekten maça gitmeye zaman ayıramadığını düşünebiliriz. Yine de, önceki Kolombiya ve Mısır turnuvalarında maç başına düşen seyirci rakamının 25,000’i bulduğu hatırlanacak olursa, 2013 U20 Kupasının, tarihin en düşük katılımlı organizasyonlarından birisi olmaya aday olduğu ortadadır.
Futbola gelince, iddialı Meksika’nın 2 maçını da kaybetmesi, Irak’ın aldığı başarılı sonuçlar, ilk 2 maçın ardından turnuvanın sürprizleri. Bu yazı yazıldıktan sonra oynanacak olan İspanya-Fransa karşılaşması, finalistlerin kimliği hakkında ipucu verebilir.


Brezilya-Uruguay Parantezi
Konfederasyon kupası yarı finali son anlara kadar, 1950’deki “Maracanazo”nun tekerrür edebileceği sorusu eşliğinde izlendi. Bazı milli takımlar, kısıtlı futbolcu havuzlarını, değme kulüp takımlarında görülemeyecek kadro istikrarıyla en iyi biçimde değerlendirebiliyor. Tabarez’in Çarşamba akşamı sahaya sürdüğü kadro, 3 yıl önceki Dünya 4.sü takımın neredeyse aynısı. İtalya Ligi’nde her yıl şampiyonluğa oynayabilecek bir ekip, hücumda çok üretken olamasalar da, Suarez ve Forlan gibi bitiricilerle oynadıkları için buldukları fırsatları gole çevirebiliyorlar. Yenilmesi her zaman zor, saygı duyulacak bir takım. Dünyanın ilk şampiyonları, gelecek yıl Brezilya’da olması gereken bir takım. Tarih böyle söylüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder