6 Aralık 2013 Cuma

Federasyon Kupalarında Demokratik Katılımcılık

Federasyon Kupalarında Demokratik Katılımcılık

Yeovil Town ve Altrincham. İsimlerinden İngiltere’de oldukları dahi zor anlaşılan bu iki takım, ülkelerinde tanınmalarını sağlayan bir meziyete sahipler. Federasyon Kupası (FA Cup) tarihinde üst liglerdeki takımları en çok eleme başarısı gösteren iki kulüp (sırasıyla 20 ve 16 kez). Üstelik Altrincham, amatör lig seviyesinde, Yeovil ise profesyonel liglere birkaç sene önce yükselmiş; herkesin mahallesinde bulunabilecek türden takımlar.

Dünya futbolunun en eski organizasyonu olan FA Cup, profesyonel liglerden ve bölgesel amatör küme olarak niteleyebileceğimiz liglerden tüm takımların katılımına açık ve bütün turları tek maçlı eleme sistemiyle oynanıyor. Kuralar çekilirken seribaşı sistemi uygulanmayarak, zayıf takımlar güçlülere yem edilmiyor. Final maçları 1920’li yıllardan bu yana, geçtiğimiz on yıldaki yenileme inşaati süreci haricinde, ülkenin tarafsız ve en büyük stadyumu olan Wembley’de yapılıyor ve  en az lig şampiyonluğu kadar heyecanla bekleniyor. Futbolun tekil sürprizlere açık doğası ve turnuvanın bu yapısı da, zayıf takımların çıkışlarına imkan tanıyor. Geçtiğimiz sezon da, son yılların en pahalı takımlarından Manchester City’i yenen 2. Lig takımı Wigan Athletic zafere ulaştı.

2013 FA Cup Finali, bir düzeltme: Wigan kupayı kazandığı sezonda Premier Lig'deydi, birkaç gün sonra ligdeki kritik maçı kaybedince bir alt kümeye düştüler.

Lig organizasyonundan daha eski olan bir diğer kupa, İspanya’nın Copa del Rey’i de eleme usulüne göre ve son 16’ya kadar tek maç üzerinden oynanıyor, ilerleyen turlarda çift maça geçiliyor ve La Liga takımları da son 32 turunda dahil oluyorlar. Almanların DFB-Pokal’i, bütün aşamalarda tek maçlı eleme sistemiyle devam ediyor. Çizmenin Coppa Italia’sı da, yarı final istisna olmak üzere tek maçlı sistemi benimsiyor. Bu üç ülke kupalarının kura çekimlerinde de, FA Cup’ta olmayan seribaşı yöntemine başvuruluyor. En katılımcı ve sürprize açık sistemin FA olduğunu söyleyebiliriz.

Lafı Türkiye’ye getirmenin vakti geldi, son yıllarda adı ve sistemi sürekli değişen, eski adıyla Federasyon Kupamız, demokratik katılımcılık ve sürprizelere açıklık bakımından bu yazıda ele alınan örneklerin gerisinde kalıyor. Bunun en önemli nedeni, bir süredir kullanılan ve kalıcılaşma tehlikesi gösteren, şu ana kadar başka bir ülkede benzerine rastlamadığım, günümüzde son 8 aşamasında uygulanan grup sistemi. Bu sistemi sorgulamaya geçmeden önce “Kupa nedir, neden düzenlenir” sorularını yanıtlamamız lazım. Her şeyden önce, takımların başarılarına göre ayrıldıkları kümelerde, birbirleriyle ikişer defa oynadıkları lig formatı zaten var. Demek ki, kupanın bir farklılığı olmalı. Gerek Avrupa’dan anılan örneklerde, gerekse ülkemizde lig-kupa ikiliğindeki en temel farklılık, alt ve üst kümelerdeki takımların aynı organizasyon içerisinde birbirleriyle oynuyor olmaları. Türkiye Kupası’nda son yıllarda yapılan olumlu bir değişiklikle, bölgesel amatör liglerin temsilcileri de biraz daha fazla yer buluyorlar eskiye nazaran. Diğer önemli nokta, aralarında bariz güç farklılıkları olan takımları bir arada oynatıyorsanız, sonucu önceden belli olan bir sistemi uygulamamanız, gerek hakkaniyet gerekse futbol zevki açısından önem kazanıyor. Grup sisteminin garabeti de bu noktada ortaya çıkıyor. Örneğin Balıkesirspor, Fethiyespor ve Nazilli Belediye’nin, ses getiren bu galibiyetleri grup aşamasında aldıklarını varsayalım; bu zaferler, diğer 5 maçtan da iyi sonuçlar almadıkları takdirde hoş birer anı olmaktan öteye anlam taşımayacaktır. Bu takımların, kendilerinden bir ya da birkaç lig yukarıdaki rakipleriyle maraton koşmaktansa, kısa mesafelerde şanslarının daha çok olacağı da, hem teorik hem de pratik açıdan defalarca kanıtlanmıştır.


Grup aşamasının uygulamaya konulmasından sonra, yalnızca Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor gibi kalburüstü takımların kupa finaline yükselebildiğini görüyoruz. Aslında yaklaşık 50 yıllık geçmişinde 13 farklı şampiyon çıkaracak kadar çeşitliliğe sahip bir kupamız var, son 10 yıldaysa yalnızca 1 yeni şampiyon üretebilmiş. Tek maçlı eleme usulüne dönüş, yeni şampiyonların çıkışına olanak sağlayacak, süper ligden uzak kalan Karşıyaka, Göztepe, Adana Demirspor gibi kitlesel desteğe sahip takımların renklendirebileceği final karşılaşmalarını izletecek ve “bir zamanlar Lüleburgazspor çıkmış, hem Fener’i, hem Beşiktaş’ı elemişti” benzeri hikayelerin sayısını arttıracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder