Federasyon
Kupalarında Demokratik Katılımcılık
Yeovil Town ve Altrincham.
İsimlerinden İngiltere’de oldukları dahi zor anlaşılan bu iki takım,
ülkelerinde tanınmalarını sağlayan bir meziyete sahipler. Federasyon Kupası (FA
Cup) tarihinde üst liglerdeki takımları en çok eleme başarısı gösteren iki
kulüp (sırasıyla 20 ve 16 kez). Üstelik Altrincham, amatör lig seviyesinde,
Yeovil ise profesyonel liglere birkaç sene önce yükselmiş; herkesin
mahallesinde bulunabilecek türden takımlar.
Dünya futbolunun en eski organizasyonu
olan FA Cup, profesyonel liglerden ve bölgesel amatör küme olarak
niteleyebileceğimiz liglerden tüm takımların katılımına açık ve bütün turları
tek maçlı eleme sistemiyle oynanıyor. Kuralar çekilirken seribaşı sistemi
uygulanmayarak, zayıf takımlar güçlülere yem edilmiyor. Final maçları 1920’li
yıllardan bu yana, geçtiğimiz on yıldaki yenileme inşaati süreci haricinde,
ülkenin tarafsız ve en büyük stadyumu olan Wembley’de yapılıyor ve en az lig şampiyonluğu kadar heyecanla
bekleniyor. Futbolun tekil sürprizlere açık doğası ve turnuvanın bu yapısı da,
zayıf takımların çıkışlarına imkan tanıyor. Geçtiğimiz sezon da, son yılların
en pahalı takımlarından Manchester City’i yenen 2. Lig takımı Wigan Athletic
zafere ulaştı.
2013 FA Cup Finali, bir düzeltme: Wigan kupayı kazandığı sezonda Premier Lig'deydi, birkaç gün sonra ligdeki kritik maçı kaybedince bir alt kümeye düştüler.
Lig organizasyonundan daha eski
olan bir diğer kupa, İspanya’nın Copa del Rey’i de eleme usulüne göre ve son
16’ya kadar tek maç üzerinden oynanıyor, ilerleyen turlarda çift maça geçiliyor
ve La Liga takımları da son 32 turunda dahil oluyorlar. Almanların DFB-Pokal’i,
bütün aşamalarda tek maçlı eleme sistemiyle devam ediyor. Çizmenin Coppa
Italia’sı da, yarı final istisna olmak üzere tek maçlı sistemi benimsiyor. Bu
üç ülke kupalarının kura çekimlerinde de, FA Cup’ta olmayan seribaşı yöntemine
başvuruluyor. En katılımcı ve sürprize açık sistemin FA olduğunu
söyleyebiliriz.
Lafı Türkiye’ye getirmenin vakti
geldi, son yıllarda adı ve sistemi sürekli değişen, eski adıyla Federasyon
Kupamız, demokratik katılımcılık ve sürprizelere açıklık bakımından bu yazıda
ele alınan örneklerin gerisinde kalıyor. Bunun en önemli nedeni, bir süredir
kullanılan ve kalıcılaşma tehlikesi gösteren, şu ana kadar başka bir ülkede
benzerine rastlamadığım, günümüzde son 8 aşamasında uygulanan grup sistemi. Bu
sistemi sorgulamaya geçmeden önce “Kupa nedir, neden düzenlenir” sorularını
yanıtlamamız lazım. Her şeyden önce, takımların başarılarına göre ayrıldıkları
kümelerde, birbirleriyle ikişer defa oynadıkları lig formatı zaten var. Demek
ki, kupanın bir farklılığı olmalı. Gerek Avrupa’dan anılan örneklerde, gerekse
ülkemizde lig-kupa ikiliğindeki en temel farklılık, alt ve üst kümelerdeki
takımların aynı organizasyon içerisinde birbirleriyle oynuyor olmaları. Türkiye
Kupası’nda son yıllarda yapılan olumlu bir değişiklikle, bölgesel amatör
liglerin temsilcileri de biraz daha fazla yer buluyorlar eskiye nazaran. Diğer
önemli nokta, aralarında bariz güç farklılıkları olan takımları bir arada
oynatıyorsanız, sonucu önceden belli olan bir sistemi uygulamamanız, gerek
hakkaniyet gerekse futbol zevki açısından önem kazanıyor. Grup sisteminin
garabeti de bu noktada ortaya çıkıyor. Örneğin Balıkesirspor, Fethiyespor ve
Nazilli Belediye’nin, ses getiren bu galibiyetleri grup aşamasında aldıklarını
varsayalım; bu zaferler, diğer 5 maçtan da iyi sonuçlar almadıkları takdirde hoş
birer anı olmaktan öteye anlam taşımayacaktır. Bu takımların, kendilerinden bir
ya da birkaç lig yukarıdaki rakipleriyle maraton koşmaktansa, kısa mesafelerde
şanslarının daha çok olacağı da, hem teorik hem de pratik açıdan defalarca
kanıtlanmıştır.
Grup aşamasının uygulamaya
konulmasından sonra, yalnızca Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor, Bursaspor gibi
kalburüstü takımların kupa finaline yükselebildiğini görüyoruz. Aslında
yaklaşık 50 yıllık geçmişinde 13 farklı şampiyon çıkaracak kadar çeşitliliğe
sahip bir kupamız var, son 10 yıldaysa yalnızca 1 yeni şampiyon üretebilmiş.
Tek maçlı eleme usulüne dönüş, yeni şampiyonların çıkışına olanak sağlayacak,
süper ligden uzak kalan Karşıyaka, Göztepe, Adana Demirspor gibi kitlesel
desteğe sahip takımların renklendirebileceği final karşılaşmalarını izletecek
ve “bir zamanlar Lüleburgazspor çıkmış, hem Fener’i, hem Beşiktaş’ı elemişti”
benzeri hikayelerin sayısını arttıracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder