11 Haziran 2012 Pazartesi

Avrupa Uluslar Kupası-1960: Yıldızın Parladığı An


1960-Yıldızın Parladığı An:
Futbolda bir Avrupa Şampiyonası düzenlenmesi düşüncesinin fikir babasının, Dünya Kupası organizasyonunun mimarı olarak kabul edilen Fransız futbol adamı Jules Rimet’in meslektaşı ve vatandaşı, aynı zamanda da bir çalışma arkadaşı olan Henri Delaunay olduğu kabul edilir. UEFA’nın ilk Genel Sekreteri ünvanını da taşıyan Delaunay, bu düşüncesini 1920’li yıllarda öne sürse de, ilk şampiyona ölümününden 3 yıl sonra 1960’da, Avrupa Uluslar Kupası ismi altında düzenlenecekti.
Dünya tarihinde 1960 yılı, Avrupa’dan çok güneydeki eski kıta Afrika’nın yılı olarak anılır. Yalnızca bu yıl içerisinde Mali, Nijerya, Moritanya, Madagaskar, Fildişi Sahilleri, Kongo, Kamerun gibi birçok Afrika ülkesi, Fransa ve İngiltere gibi sömürgeci devletlerden bağımsızlığını kazanıyordu. Bu sırada Yaşlı Kıtanın eski sömürgeci güçlerinin de aralarında bulunduğu ülkelerin milli takımları, Fransa’daki ilk şampiyonaya hazırlanıyordu.
Avrupa Uluslar Kupası 1980’li yıllara kadar, iki ayaklı eleme maçları ve son dörde kalan takımların katıldığı bir final turnuvası olarak düzenlendi. Bu ilk şampiyona da, Federal Almanya, İngiltere ve İtalya’nın katılmadığı ve İspanya’nın diskalifiye edildiği eleme aşamasından sonra, Fransa, SSCB, Yugoslavya ve Çekoslovakya’nın katılmaya hak kazandığı ve Fransa’da gerçekleştirilen final turnuvasıyla son buldu. Yukarıda belirtilen dört önemli futbol ülkesinin eksikliğinin, 1960 yılındaki bu ilk organizasyonun önemini azaltmasa da, tadında bir burukluk yarattığını söylemek mümkündür[1]. İspanya’nın diskalifiye edilmesinin nedeninin de, bitmek bilmeyen Franco iktidarının, milli takımı SSCB’de oynanacak çeyrek final karşılaşmasına göndermemesi olduğunu ve bu durumun tarihe, Soğuk Savaş döneminin politik atmosferinin, uluslararası spor karşılaşmalarına yansımasına[2] bir örnek olarak geçtiğini belirtelim.
            Türkiye, bu ilk şampiyonanın birinci eleme turunda, milli takımlar tarihinde en çok karşılaştığı ekiplerden Romanya ile eşleşmiş, 2 Kasım 1958 Günü Bükreş’te oynanan ilk ayakta aldığı 3-0’lık mağlubiyeti, 1959’un 26 Nisanında İstanbul’daki maçta çevirmeye çalışmışsa da, “Ordinaryus”un iki golü ile gelen galibiyet yeterli olmamıştı[3].
            Yarı Finaller:
            6 Temmuz 1960 Günü Marsilya’daki maç, Sovyetler Birliği ile Çekoslovakya’yı karşı karşıya getiriyordu. Bu karşılaşmadaki üstün oyununu 3-0’lık bir galibiyet ile taçlandıran Sovyet ekibinin 2 golü, geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren ve ülkesinin efsane futbolcularından olan Valentin Ivanov[4]’dan gelirken, perdeyi Viktor Ponodelnik kapatıyordu. Çekoslovaklar ise, bir penaltı atışından yararlanamadıkları bu maçın sonunda final umutlarını, bir sonraki büyük şampiyona olan 1962 (Şili) Dünya Kupasına bırakıyordu.
            Diğer Yarı Final eşleşmesi için aynı gün Paris’te karşı karşıya gelen Fransa ve Yugoslavya randevusu ise, karşılıklı bir gol sağanağı altında geçiyordu. 1958 Dünya Kupası’nın 13 gollü kralı Just Fontaine ve Fransa Milli Takımında adı onunla birlikte anılan Raymond Kopa’dan yoksun Fransa, maçın başlarında geri düşmesine karşın çabuk toparlanarak ikinci yarının ilk on dakikasında 3-1’i yakalıyor, ancak bu andan itibaren atağa kalkan Yugo’lar, golcüleri Jerkovic’in bir dakikada bulduğu 2 golün de yardımıyla bu zorlu geri dönüşü tamamlıyordu: 5-4[5].
            1984 yılına kadar Avrupa Şampiyonalarında Üçüncülük Maçına da yer verildiği ve ilk üçüncülük maçını, Çekoslavakya’nın kazandığını da geçerken belirtelim.
Final:
10 Temmuz Gecesi, ünlü Parc des Princes stadyumunda ilk Avrupa Şampiyonu olmak için karşı karşıya gelen iki takımdan Yugoslavya, yağışın kayganlaştırdığı zeminde oynanan maça iyi başlıyordu. Kanat oyuncusu Milan Galic, takımın golcüsü Jerkovic ile rolleri değiştirerek, bu arkadaşının sağ kanattan ani gelişen atakta yaptığı ortaya, kaptan Igor Netto’nun takibine rağmen ön direkte kafasını uzatıp, takımını öne geçiriyordu. Yarı Final’de Fransa’ya da, serbest vuruştan harika bir gol atan Galic, ülkesinin kahramanı olmaya adaydı. İlk yarının son dakikalarında gelen bu golden sonra ise, “kara örümcek” lakaplı efsane eldiven Lev Yaşin sahneye çıkıyor, yaptığı  kurtarışlarla takımına moral kazandırıyor ve Sovyet ekibi, 49. dakikada Yugoslav kaleci Vidinic’in göğsünden sektirdiği topu iyi takip eden Metreveli’nin dokunuşuyla bir de gol bularak, beraberliği sağlıyor ve maçı uzatmaya taşıyordu. 113. dakikada, ülkesinde bir ikinci lig takımında oynayan Ponodelnik, penaltı noktası civarında yaptığı kafa vuruşuyla ilk kupanın Moskova’ya doğru yola çıkacağının haberini verirken, bitime birkaç dakika kala Jerkovic, altı pastan topu kaleye yuvarlayamayarak, bu yolculuğu durdurma şansını kaçırıyordu[6].
Yazıyı sonlandırmadan önce bir not aktarmak isterim. UEFA Avrupa Şampiyonalarının ilk organizasyonları üzerine bir ya da birkaç yazı yazmayı düşündüğümde, kaynak olarak ulusal basınımızın arşivlerine güvenmiştim. Ancak Organizasyon tarihinin ilk finalinin, Türkiye yazılı basınının ilgisine mazhar olduğu söylenemez. Milliyet, Hürriyet ve Akşam Gazetelerinin arşivlerini taradıktan sonra, 1960 yazında Can Bartu’nun transfer görüşmeleri, Ordu Kupası müsabakaları ve Türkiye Kupası finali ile ilgili haberlerin, spor servisleri tarafından büyük bir ilgiyle takip edildiğini gördüm. Avrupa Uluslar Kupası Finalleri ise, 12 Temmuz 1960 günü basılan Milliyet Gazetesi’nde, “Rusya”nın Avrupa Şampiyonu olduğuna ilişkin birkaç satırlık bir habere sıkışmıştı. Ancak dönemin gazetecilerinin de haklarını teslim edelim; yine Milliyet Gazetesi’nde, Kahraman Bapçum ve Halit Kıvanç gibi isimlerin de arasında bulunduğu ekibin, yukarıda kısaca bahsedilen Türkiye-Romanya maçını aktarmalarını okurken, kendimi 1959 yılının bir bahar günü, İnönü Stadı’nın tribünlerinde hissettiğimi söyleyebilirim.
Nazım Sinan Odabaşı.





[1] Hatırlatmak gerekir ki, 1930 yılında Uruguay’da düzenlenen ilk Dünya Kupası’na da yalnız 4 Avrupa ülkesi katılmış, bu ülkeler de as oyuncularının önemli bir kısmını göndermemiştir. Burada 1929 ekonomik buhranının etkisi olduğu kadar, bu organizasyonun başarılı olmasından duyulan kuşkuların da etkisi olduğu söylenebilir.
[2] Hemen akla gelen diğer iki örnek, ABD’nin başını çektiği ve Sovyetler Birliği’nin Afganistan’daki askeri operasyonlarını gerekçe gösteren 1980 Moskova Yaz Olimpiyatları boykotu ile, Sovyetler Birliği’nin öncülük ettiği ve “ABD hükümetinin Olimpiyat ruhuna aykırı tutumu” gerekçe gösterilerek gerçekleştirilen 1984 Los Angeles Yaz Olimpiyatları boykotudur.
[3] 27.04.1959 Tarihli Milliyet Gazetesi.
[4] Tanınmış Rus Hakem Valentin Ivanov’la isim benzerliği değil, baba-oğul ilişkileri olduğunu Wikipedia’dan öğreniyoruz. http://en.wikipedia.org/wiki/Valentin_Kozmich_Ivanov#Death
[6] Final karşılaşmasının tamamını, internetteki video paylaşım sitelerinde gerçekleştirilen sabırlı bir aramanın sonucunda izlemek mümkün. UEFA sitesindeki maç raporu için: http://www.uefa.com/uefaeuro/season=1960/matches/round=164/match=4025/postmatch/report/index.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder